Freedom stili yoga, ya da özgürlük yogası, aslında bildiğiniz sıradan yoga pozlarını içeren, eğitmenden eğitmene sunumu değişen, uygulama yaparken bireysel farklılıklara alan açan bir yoga tarzı. Yoga tarzı demek yanlış, çünkü bir çok yoga tarzında freedom stili öneriler kullanılabilir, dolayısıyla yoga uygulamasına bir yaklaşım demek daha doğru. Mesela öğrencilere opsiyonlar verilmesi, bedeninin iyi hissettiği yere kadar kendini yönlendirmesi, anatomik farklılıklara göre pozlara girilmesine izin verilmesi, yani fotokopi gibi bedenlerle dolu sınıfların olmadığı her yerde freedom stili yapılmakta. Dolayısıyla freedom stilini ben yarattım diyenden kaçın, kimseye ait olamaz freedom…onun yerine uygulayan, yorumlayan, ona aşık olan hocalarla dolu dünya. Yaptırdığı yoga tarzına freedom stili adını koyan Erich Schiffmann, kim olursa olsun yeterince yoga yaptığında herkesin yogasını freedom stili yapacağını söylüyor.
Ama bu freedom/özgürlük dediğimiz şey, tam olarak ne?
Çoğu kişiyi uzaktan korkutuyor freedom yoga, zannediliyor ki elektrik çarpmış gibi sallanacağız, yerlerde yuvarlanacağız, sonra da garip sesler çıkararak dersleri bitireceğiz. Evet, öyle yorumlayan varsa, ona birşey diyemem. Ama benim anladığım ve aktardığım şekilde sıradan yoga pozlarını detaylarıyla öğretip, aralarda sürekli opsiyonlar verip, insanlara bedenlerinin o anki ihtiyacına, dileğine ve yapabileceklerine göre dersi yapmaları için alan açmak. Yani benim dediğim şeklin içinde açılan bir özgürlük alanı var, ama tabiiki de o özgürlük alanını hoca elinde tutuyor. Yani, iki yönlendirme sonrası bir özgür alan veriliyor, aynı mehter takımı gibi iki ileri bir geri. Böylece öğrenci yönlendirmelerle bedenine hassaslaşabiliyor, kendini ve isteklerini dinlemeyi öğreniyor, ve kendi ihtiyacı yönünde hareket etme cesaretini topluyor. Belki, en başlarda bu cesareti dışarıda, ofiste, aileyle birlikteyken çok bulamayan uygulayıcı, zamanla matından tüm dünyasına aktarmaya başlıyor.
Peki dersten sonra Freedom yoga nasıl işlemeye devam ediyor?
Geçenlerde iki freedom stiline bayıldığını bildiğim öğrencimin yazışmasına şahit oldum. Artık instagram, facebook sayesinde, tanıdıklarımız, sevdiklerimiz anlık da olsa salonlarımıza, koltuklarımıza konuk oluyorlar. Öğrenci demek zor aslında, evet zamanında öğrenciydiler ama artık ikisi de şimdi çok iyi yoga eğitmenleri oldular, en önemlisi de ayrı ayrı sohbetilerine bayıldığım iki dostumlar.
Yazışmanın içeriği aştanga yoganın aslında ne kadar iyi geldiği, ve bazen freedom stili yerine birinin ‘şunu yap bunu yap’ diyerek yönlendirmesinin zihni rahatlattığını, ve sınırların ötesine gitmenin bedeni geliştirdiğiydi. Aştanga yogayı bilen bilir, bilmeyen içinse çok uygulamadığım için bilmiyorum ama kısaca set serileri sırasıyla nefeslerle meditatif şekilde uygulamak diyebilirim. Aştanga derslerinde de eminim hocadan hocaya yorum ve yönlendirme farklıdır, ama kolunu sallayarak, dans ederek, ya da efendim şimdi istediğin bir poz yap diyerek sıranın bozulduğu bir tarz değil. Yani uzaktan Aştangaya bakan, freedom dersini zıt olarak görebilir…
Ama acaba gerçekten de öyle mi?
Bedenini dinleyen, ihtiyaçlarını hisseden, ve ihtiyaçları doğrultusunda hareket eden insanlar, hiçbir zaman freedom yoganın dışına çıkabilirler mi? Bedenin ihtiyacının an be an değiştiğini göze alırsak, elin kolun sallandığı, ya da bol opsiyonun verildiği, ya da şimdi içeriyi hisset ona göre hareket et diye komutların olduğu bir ders, ömür boyu tek ihtiyaç olarak kalabilir mi? Ya o an bedenin ihtiyacı aştanga ise? Ya shadow yoga ise? Ya kimbilirne yogası ise? Ayıp olmasın ya da tutarlı olmalıyım diye freedom isimli yoga dersine gitmeye devam etmek, sadece freedom’un işe yaramadığını gösterir.
Dolayısıyla ihtiyacınız o an ne ise, onu takip ettiğiniz her an, freedom yoganın özünden hareket ediyorsunuz demektir! Öz-Freedom yoga, bir yaşam tarzı ve bizi kalbimizin en merkezine oturtuyor ve o ne derse onu yapmamızı öneriyor…
Yoga yolunda gönül koyanlar bilsin ki, şimdi olmasa bile belki ileride, kararlarınıza şaşırmaya başlayabilirsiniz. Bedenin bir sonraki ihtiyacını ön göremeyeceğiniz gibi, neleri tercih edeceğinizi de şimdiden kestiremeyebilirsiniz. Bu da sadece öz-freedom’un işe yaradığını gösteriyor. Özgürlük, kimsenin tanımlamasıyla, kurallarıyla kısıtlanamayacak kadar büyük bir kelime. Tek yapabileceğimiz, yeterince hassaslaştığımızda, her anın ona dahil olduğunu hatırlamak!
Freedom stili yoga dersleri size zamanla ‘yaşasın şu anda yaptığım her ne ise!’ dedirtir. O yüzden bir süreliğine mutlaka öneririm. Ama siz bunu doğuştan ya da başka kanallardan da demeye başlamış olabilirsiniz. O zaman işte öz-freedom stilinin merkezinden yaşıyorsunuz demektir. E o zaman, ne ise, o!
Everything is something happened!
Keyifli Pazarlar…